26 Haziran 2012 Salı

LE V H A


Kanıma karışan güneşi en çok onu yıkılası dükkânların önünde
Toz kaldırmayan sessiz adımlarımın yekinmeyi bilmeyişini
Can havliyle öldürülüşümün geciken öcünü ateşli hastalıkların üçünde
Aşkın ve tabiatın rahlesinde boya alçı yapılırlı yazgıyı bildim silmeyişini

Birtakım kısa boylu şairlerin boyundan küçük şiirlerini evelallah

Geçip gittik onların cılız kaygılarından romantizm tüccarlığından
Yanık kanatlarının cürümünü süslediler sağa sola hazmı evvel kamuya
Kâğıttan gemilerini yüzdürdüler ya sözde çok su kaldırdığından

Biz ışığı kendinden menkul evlerde beklettik şark usulü mihneti

Evlerin bize bakan köşelerinde yorulan dalgın ikindilerde sızıyı
Anladığımızda alt tarafı yeryüzü olan imanımızdı bükülmezdi
Geceyi karanlık zannedenler kaça böldüyse parçalamasaydı zamanı

Ekmekten ayrı değil sedirden serinlikten ayrı değil kınalı uykulardan

Rüzgârı biçen kelam-ı kadim endamı şehre muhalif uslanmaz hafıza
Odur sımsıkı tuttuğumuz ısındıkça aşk olur koyulaşır kitaplardan
Ondandır sakallarımızı ağartan hüzün taşı çatlatan dua

Kimseyi göstermez aynalardır kılavuzumuz cennetten yapılıdır

Senin gözlerin için çünkü orada durur en aşina en sıcak yalnızlık
Sokaklarda yürümeyi aşktan öğrendik yürürüz aşkın da ötesine
Daha da yürürüz yürüyüşümüzü göğe kaldırır bu içli yalnızlık

Geri çekilişlerde elimizde bir ucu yanık haritalara alıngan

Tasarrufu unutulmuş oldukça masum hayattan sıyrılmış bakışlarımız olur
Hırçındır ciddiydi mutluluğumuz parantezi olmaz onun o da Allah’tan
Allah’tan esaslı dip diri ayetler kuşanmış bereketli ölümlerimiz durur

Bizim kalbimizden başka annemiz olmamıştır sökülüdür o da yerinden

Dikiş tutmazdır göverir kabuğu bağlar bizi onulmaz yaralara
Kırılan hayallerin toprağında bulur bizi yer değiştiren bulutlar sesimizden
İsimlerimiz birbirine karışır mezarlarımız okunmaz hayata tutunanlara

kitap-lık - haziran 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder