7 Eylül 2012 Cuma

köpük


Bir şehir gider durur bir yerlere acı yağar

Ateşlenerek bir namludan fışkıran
Aydan ve akşamdan ötede kuru bir dal gibi
Bir boğmaca boğar durur
Aşk bir yerlerden gelir mevsimlik göç gibi
Boğaz kurutan  düşman uyutan sulardan

Mavi masa yemek kokuları  nişan yüzüğü
Bacalardan  tüter dünyaya
İnsanlar gelip gider ayaküstü
Ayaklarıyla bir nehirden gelinlik biçerler
Köpük köpük biraz kanser biraz da
Yüklüce gözyaşı çıkarırlar derinden
Kendilerinden bir tatlı sunarlar kendilerine

Asma kilit üstüne işlenmiş tarih
Altında nedim’den bir katre zevk
Helva sohbetinden bahar gezmelerinden kalan
Falan aydan kalan hatıra tablolar  biblolar
Canlı  model resimleri insan  küpürleri

Yüksek akçedir zaman mısır çarşısında
Kaleler tahtadan yontulmuş birer heykel
Ekşitirler suratlarını deniz mavisine
Kara libaslarıyla kasımpatılar yanmış gelincikler
Rüyasını  hatırlarken kim demiş ‘aşk onulmaz yaradır’
Süt tozundan başka nedir konuşmak nefes almak
Tırnak yemek için ne beklenmelidir
Caddeler insan ağırlığını öksürürken
Gizini kaybeden bir hayatta bayat ekmekle baharatlı suda
Kırmızı  biberler dudak kıvrımları biraz da
Deprem artığı manzara  yeminler kahkahalar vesaire


adem yazıcı



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder