28 Haziran 2014 Cumartesi

kimsenin beni sevmeyi denememesi üzerine


doğru insanları kaçırdık osman
bir yanlışın düşerken peşine, kayıp giderken
zaman avuçlarımızın arasından;
unuttuk bir başka ihtimali.
unuttuk, içimizde kaynayan
bütün bir dünyayı sevebilecek potansiyeli

hatırsız bir kahvenin ikramında
görüp tepsi tutan ellerini
aşık olduğum pelin’i hatırla;
ki nasıl unutasın; o senin karın.
sonra bir cümle kurup, sonsuza kadar susan
bileklerini kesen kadın.

otobüste, arkamdan yükselen sesini duymuş
ve aşık olmuştum oracıkta.
değerini düşürecek hiçbir şey yoktu
tarifinin bu kadar kolay oluşunda

sen benim en yakın arkadaşımsın
birbirimizden başka kimimiz var osman
aynaya bakıp yüzümle barışmak istedim,
çirkinlikten ölemiyor insan.

dikilirken fark ettim, bir sokak köşesinde
herkesler, her şeyler değişiyor kardeşim
bir kadın, olanca memesiyle geçerken önümüzden
kimse dönüp bakmadı; elbette ki ben hariç
bir şey mi kaçırdım osman, ne oluyor lütfen anlat
ben de vazgeçeyim göğüslerden; toplu bir karar aldıysak.
saç çekmekten fazlasını bilmez bir çocuktum hem ben
sekiz yaşında pastanede, muhallebi yerken aşk.

dünya küçük tamam, da hangi ara kanıtlandı
neden kimse şaşırmıyor artık tesadüflere
her türlü hadise; doğum, ölüm, yaşam
nasıl bakılır bunlara, öyle basit bir gözle.
ben, anlatacak bir masalı olan adam
bir pelin’e aşıktım; elleri hiç artmayan.

en kötüsü de ne biliyor musun osman
sen de yoksun; keşke olsan.

rıdvan gecü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder