23 Temmuz 2014 Çarşamba

yort savul - usta işi - kınar hanımın denizleri - benaresin ölünmüş kadınları

                                               

yort savul
 
                                     
 1.  Atlasları getirin! Tarih atlaslarını!
     En geniş zamanlı bir şiir yazacağız
 
2.  Harbi karşılık verecek ama herkes
     Göğünde kuş uçurtmayan şu üç soruya:
 
3.  Bir, Yeryüzünde nasıl dağılmıştır
     Tarihi düzünden okumaya ayaklanan çocuklar?
 
4.  İki, Daha yavuz bir belge var mıdır ha
     Gerçeği ararken parçalanmayı göze almış yüzlerden?
 
5.  Üç, Boğaziçi bir İstanbul ırmağıdır
     Nice akar huruc alessultanlarda bayraksız davulsuz?
 
6.  Nerede kalmıştık? Tarihe ağarken üç ağır yıldız
     Sürünerek geçiyor bir hükümet kuşu kanatları yoluk
 
7.  Çocuklar! ile bile muhbirler! ve bütün ahali!
     Hep birlikte, üç kez, bağırarak, yazınız
 
8.  Kurşunkalemle de olabilir
     Yort Savul!
 
 
Ece Ağabey


usta işi

1.Fakir kuş hiç unutmaz, kitapların yakıldığı yıldı

Kırk kapıdan birden devletle girdiğini gördük
Başsız bir at ve içindeki solgun süslü binicisinin

Dervişlere göre parçalanmış ölüm doğudan dönüyordur

Onun için ki acı bir suyla üçe bölünmüştür bir kent

2.Fakir kuş hiç unutmaz, ustaları ölmüş oğlan çocukları
Denizden çıkınca birbirlerinin saçlarını tararlardı

Ah karpuzun içindeki kesmece delikanlım İstanbul
Yüreğini utanarak saklıyor ve çürümüş çiçek kokuyorsun

Okuma parçası bir kentin üstünde kara güvercinler uçuşuyor.

3.Fakir kuş hiç unutmaz şu altın eytişimsel yasayı da
Tarihte nice ve nite şehzade bilmeden atını taşımıştır

İşte onların sandukalarında usta işi gazeller oyuludur.


ece ağabey


kınar  hanımın denizleri


Bir çakıl taşları gülümseyişi ağlarmış karafaki rakısıyla
şimdi dipsiz kuyulara su olan kınar hanım'dan
düz saçlarıyla ne yapsın şehzadebaşı tiyatrolarında şapkalarını
            tüketemezmiş hiç


İşte kel hasan bu kel hasan karanlığı süpürürmüş
ters yakılmış güldürmemek için serkldoryan sigaralarıyla
işte masallara da girermiş bir polis o zamanlardan beri sürme
            kirpiklerini aralayarak insanları çocukların


Ve içinde birikmiş ut çalan kadın elleri olurmuş hep
gibi bir üzünç sökün edermiş akşamları ağlarken kuyulara
            kınar hanım'ın denizlerinden.




Benaresin ölünmüş kadınları

Sanskrite çekilmiş atlar gibi geceleri 
o geceleri soyutlanmış uykular 
ağdı durdu parmaklarından estamplara 

Şarkıları delindiler sokaklarında 
ve çarşambaları ırmakta 
boğulup gittiler hep 
çamaşırların üstünde uzanan bulutlar 

Şimdi benares'in 
en eski orospuları gibi bayramlarda 
birdenbire sanskrit ölümlere çarpıp 
şarkılara şarkılara düşen kadınlar var şarkılarında.


Ece ağabey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder