28 Şubat 2016 Pazar

389. gün




Milliyet Yayınevi'nde, pencereden bakıyorum. Yerebatan'a uzanan caddenin üzerinde bulunan şu karşıki binanın üst katında Sezai Karakoç oturuyor; penceresi görünmüyor; ama işte orda. Ne tuhaf, bu kadar yakındayız da bin yılda bir görebiliyoruz birbirimizi. O da, sokakta rastlarsak...
Sezai başka keyfiyet. Sezai'yi yazmak isterim.
Yaşlandık be Sezo!
Siyasal'a başladığı yılın ikinci, üçüncü ayında, Sezai'ye, fakülteyi bitirdikten sonra asistan olması, kendini şimdiden buna hazırlaması önerilmişti. Hiç üzerinde durmadı.

cemal süreya

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder